Geleceğimi Göremiyorum Her Yer Karanlık - [23. Söz 2. Nokta] - Kırılan Cep Feneri @Mehmedyildiz
Geçmiş ve geleceğin endişelerinden kurtaracak formül bedeninde saklı. Bu video ile artık kaygı ve üzüntülerine dur diyeceksin.. İyi Seyirler.. Hayatın Anlamı (23. Söz) Video Serisi için tıklayın👇🏻 https://www.youtube.com/playlist?list=PLIbMQVUKxl0SYjpMmmpHuq3J1W_Ngm1Zf 00:00 Giriş 02:54 Bilinç - Bilinçaltı 06:49 Risale-i Nur 23. Söz - 1. Mebhas 2.Nokta 07:09 Enfusi - Afaki Aydınlık 08:17 İnsanı En Çıldırtan Şey Belirsizlik 16:33 Zulümat(Karanlık) 17:49 İnsan Neden Huzur Ve Lezzet Alamaz 30:45 Mutlu Olmanın Formülü 36:19 Hayattaki Mutluluklar 41:33 Karun Örneği 42:47 Firavun Örneği 01.03.49 Manevi Hayatın 4 Ayağı 01.11.02 Vahşet - Ünsiyet 01.19.29 4 Çeşit Nur 01.21.10 İnsan Dönüşümler Geçirir 01.25.16 Sonsuz Cennetin Kapısı Hayırlara vesile olmak, daha fazla insana ulaşabilmek için "KATIL" butonu ile bize destek olabilirsiniz - https://www.youtube.com/channel/UCaDpCyQiDfjLJ5jTmzZz7ZA/join Hayalhanem; Facebook: https://ift.tt/t82QUEk X: https://twitter.com/hayalhanemersin İnstagram: https://ift.tt/sEyRWNn Mehmet Yıldız; Facebook: https://ift.tt/yMRxsNt X: https://twitter.com/mehmedimyldz İnstagram: https://ift.tt/sAg2JrF Bize Ulaşın: Yurtiçi ve yurtdışından iletişim için; +90 (539) 653 52 96 +90 (536) 033 03 34 bilgi@hayalhanem.com Risale-i Nur'da geçen kısım; 23. Söz 2. Nokta Yirmi üçüncü söz ikinci nokta - Sönük Cep Feneri İKİNCİ NOKTA İman nasıl ki bir nurdur; insanı ışıklandırıyor, üstünde yazılan bütün mektubât-ı Samedâniyeyi okutturuyor. Öyle de, kâinatı dahi ışıklandırıyor. Zaman-ı mazi ve müstakbeli, zulümattan kurtarıyor. Şu sırrı, bir vakıada اَللهُ وَلِىُّ الَّذِينَ اٰمَنُوا يُخْرِجُهُمْ مِنَ الظُّلُمَاتِ اِلَى النُّورِ âyet-i kerimesinin bir sırrına dair gördüğüm bir temsille beyan ederiz. Şöyle ki: Bir vakıa-i hayaliyede gördüm ki: İki yüksek dağ var, birbirine mukabil. Üstünde dehşetli bir köprü kurulmuş. Köprünün altında pek derin bir dere. Ben o köprünün üstünde bulunuyorum. Dünyayı da, her tarafı, karanlık, kesif bir zulümat istilâ etmişti. Ben sağ tarafıma baktım, nihayetsiz bir zulümat içinde bir mezar-ı ekber gördüm, yani tahayyül ettim. Sol tarafıma baktım; müthiş zulümat dalgaları içinde azîm fırtınalar, dağdağalar, dâhiyeler hazırlandığını görüyor gibi oldum. Köprünün altına baktım; gayet derin bir uçurum görüyorum zannettim. Bu müthiş zulümâta karşı, sönük bir cep fenerim vardı, onu istimal ettim. Yarım yamalak ışığıyla baktım; pek müthiş bir vaziyet bana göründü. Hattâ önümdeki köprünün başında ve etrafında öyle müthiş ejderhalar, arslanlar, canavarlar göründü ki, "Keşke bu cep fenerim olmasaydı, bu dehşetleri görmeseydim!" dedim. O feneri hangi tarafa çevirdimse, öyle dehşetler aldım. "Eyvah, şu fener başıma belâdır" dedim. Ondan kızdım, o cep fenerini yere çarptım, kırdım. Güya onun kırılması, dünyayı ışıklandıran büyük elektrik lâmbasının düğmesine dokundum gibi, birden o zulümat boşaldı. Her taraf o lâmbanın nuruyla doldu, herşeyin hakikatini gösterdi. Baktım ki, o gördüğüm köprü, gayet muntazam yerde, ova içinde bir caddedir. Ve sağ tarafımda gördüğüm mezar-ı ekber, baştan başa güzel, yeşil bahçelerle nuranî insanların taht-ı riyasetinde ibadet ve hizmet ve sohbet ve zikir meclisleri olduğunu fark ettim. Ve sol tarafımda, fırtınalı, dağdağalı zannettiğim uçurumlar, şahikalar ise, süslü, sevimli, cazibedar olan dağların arkalarında azîm bir ziyafetgâh, güzel bir seyrangâh, yüksek bir nüzhetgâh bulunduğunu hayal meyal gördüm. Ve o müthiş canavarlar, ejderhalar zannettiğim mahlûklar ise, mûnis deve, öküz, koyun, keçi gibi hayvânât-ı ehliye olduğunu gördüm. "Elhamdü lillâhi alâ nûri'l-îmân" diyerek, âyet-i kerimesini okudum, o vakıadan ayıldım. İşte, o iki dağ mebde-i hayat, âhir-i hayat, yani âlem-i arz ve âlem-i berzahtır. O köprü ise hayat yoludur. O sağ taraf ise geçmiş zamandır. Sol taraf ise istikbaldir. O cep feneri ise, hodbin ve bildiğine itimad eden ve vahy-i semâvîyi dinlemeyen enâniyet-i insaniyedir. O canavarlar zannolunan şeyler ise, âlemin hâdisâtı ve acip mahlûkatıdır. İşte, enâniyetine itimad eden, zulümât-ı gaflete düşen, dalâlet karanlığına müptelâ olan adam, o vakıada evvelki halime benzer ki, o cep feneri hükmünde nâkıs ve dalâlet-âlûd malûmatla, zaman-ı maziyi bir mezar-ı ekber suretinde ve adem-âlûd bir zulümat içinde görüyor. İstikbali, gayet fırtınalı ve tesadüfe bağlı bir vahşetgâh gösterir. Hem, herbirisi bir Hakîm-i Rahîmin birer memur-u musahharı olan hâdisat ve mevcudatı, muzır birer canavar hükmünde bildirir, وَالَّذِينَ كَفَرُۤوا اَوْلِيَۤاؤُهُمُ الطَّاغُوتُ يُخْرِجُونَهُمْ مِنَ النُّورِ اِلَى الظُّلُمَاتِ hükmüne mazhar eder. #ölüm #hayat #beyin #işbirliği hayat yolu köprü karanlık endişe üzüntü hüzün kaygı heyecan ümit korku iman
Eklenme Tarihi: April 18, 2025 at 07:35PM
Kaynak:https://www.youtube.com/watch?v=rerhKQDeMEI
Geçmiş ve geleceğin endişelerinden kurtaracak formül bedeninde saklı. Bu video ile artık kaygı ve üzüntülerine dur diyeceksin.. İyi Seyirler.. Hayatın Anlamı (23. Söz) Video Serisi için tıklayın👇🏻 https://www.youtube.com/playlist?list=PLIbMQVUKxl0SYjpMmmpHuq3J1W_Ngm1Zf 00:00 Giriş 02:54 Bilinç - Bilinçaltı 06:49 Risale-i Nur 23. Söz - 1. Mebhas 2.Nokta 07:09 Enfusi - Afaki Aydınlık 08:17 İnsanı En Çıldırtan Şey Belirsizlik 16:33 Zulümat(Karanlık) 17:49 İnsan Neden Huzur Ve Lezzet Alamaz 30:45 Mutlu Olmanın Formülü 36:19 Hayattaki Mutluluklar 41:33 Karun Örneği 42:47 Firavun Örneği 01.03.49 Manevi Hayatın 4 Ayağı 01.11.02 Vahşet - Ünsiyet 01.19.29 4 Çeşit Nur 01.21.10 İnsan Dönüşümler Geçirir 01.25.16 Sonsuz Cennetin Kapısı Hayırlara vesile olmak, daha fazla insana ulaşabilmek için "KATIL" butonu ile bize destek olabilirsiniz - https://www.youtube.com/channel/UCaDpCyQiDfjLJ5jTmzZz7ZA/join Hayalhanem; Facebook: https://ift.tt/t82QUEk X: https://twitter.com/hayalhanemersin İnstagram: https://ift.tt/sEyRWNn Mehmet Yıldız; Facebook: https://ift.tt/yMRxsNt X: https://twitter.com/mehmedimyldz İnstagram: https://ift.tt/sAg2JrF Bize Ulaşın: Yurtiçi ve yurtdışından iletişim için; +90 (539) 653 52 96 +90 (536) 033 03 34 bilgi@hayalhanem.com Risale-i Nur'da geçen kısım; 23. Söz 2. Nokta Yirmi üçüncü söz ikinci nokta - Sönük Cep Feneri İKİNCİ NOKTA İman nasıl ki bir nurdur; insanı ışıklandırıyor, üstünde yazılan bütün mektubât-ı Samedâniyeyi okutturuyor. Öyle de, kâinatı dahi ışıklandırıyor. Zaman-ı mazi ve müstakbeli, zulümattan kurtarıyor. Şu sırrı, bir vakıada اَللهُ وَلِىُّ الَّذِينَ اٰمَنُوا يُخْرِجُهُمْ مِنَ الظُّلُمَاتِ اِلَى النُّورِ âyet-i kerimesinin bir sırrına dair gördüğüm bir temsille beyan ederiz. Şöyle ki: Bir vakıa-i hayaliyede gördüm ki: İki yüksek dağ var, birbirine mukabil. Üstünde dehşetli bir köprü kurulmuş. Köprünün altında pek derin bir dere. Ben o köprünün üstünde bulunuyorum. Dünyayı da, her tarafı, karanlık, kesif bir zulümat istilâ etmişti. Ben sağ tarafıma baktım, nihayetsiz bir zulümat içinde bir mezar-ı ekber gördüm, yani tahayyül ettim. Sol tarafıma baktım; müthiş zulümat dalgaları içinde azîm fırtınalar, dağdağalar, dâhiyeler hazırlandığını görüyor gibi oldum. Köprünün altına baktım; gayet derin bir uçurum görüyorum zannettim. Bu müthiş zulümâta karşı, sönük bir cep fenerim vardı, onu istimal ettim. Yarım yamalak ışığıyla baktım; pek müthiş bir vaziyet bana göründü. Hattâ önümdeki köprünün başında ve etrafında öyle müthiş ejderhalar, arslanlar, canavarlar göründü ki, "Keşke bu cep fenerim olmasaydı, bu dehşetleri görmeseydim!" dedim. O feneri hangi tarafa çevirdimse, öyle dehşetler aldım. "Eyvah, şu fener başıma belâdır" dedim. Ondan kızdım, o cep fenerini yere çarptım, kırdım. Güya onun kırılması, dünyayı ışıklandıran büyük elektrik lâmbasının düğmesine dokundum gibi, birden o zulümat boşaldı. Her taraf o lâmbanın nuruyla doldu, herşeyin hakikatini gösterdi. Baktım ki, o gördüğüm köprü, gayet muntazam yerde, ova içinde bir caddedir. Ve sağ tarafımda gördüğüm mezar-ı ekber, baştan başa güzel, yeşil bahçelerle nuranî insanların taht-ı riyasetinde ibadet ve hizmet ve sohbet ve zikir meclisleri olduğunu fark ettim. Ve sol tarafımda, fırtınalı, dağdağalı zannettiğim uçurumlar, şahikalar ise, süslü, sevimli, cazibedar olan dağların arkalarında azîm bir ziyafetgâh, güzel bir seyrangâh, yüksek bir nüzhetgâh bulunduğunu hayal meyal gördüm. Ve o müthiş canavarlar, ejderhalar zannettiğim mahlûklar ise, mûnis deve, öküz, koyun, keçi gibi hayvânât-ı ehliye olduğunu gördüm. "Elhamdü lillâhi alâ nûri'l-îmân" diyerek, âyet-i kerimesini okudum, o vakıadan ayıldım. İşte, o iki dağ mebde-i hayat, âhir-i hayat, yani âlem-i arz ve âlem-i berzahtır. O köprü ise hayat yoludur. O sağ taraf ise geçmiş zamandır. Sol taraf ise istikbaldir. O cep feneri ise, hodbin ve bildiğine itimad eden ve vahy-i semâvîyi dinlemeyen enâniyet-i insaniyedir. O canavarlar zannolunan şeyler ise, âlemin hâdisâtı ve acip mahlûkatıdır. İşte, enâniyetine itimad eden, zulümât-ı gaflete düşen, dalâlet karanlığına müptelâ olan adam, o vakıada evvelki halime benzer ki, o cep feneri hükmünde nâkıs ve dalâlet-âlûd malûmatla, zaman-ı maziyi bir mezar-ı ekber suretinde ve adem-âlûd bir zulümat içinde görüyor. İstikbali, gayet fırtınalı ve tesadüfe bağlı bir vahşetgâh gösterir. Hem, herbirisi bir Hakîm-i Rahîmin birer memur-u musahharı olan hâdisat ve mevcudatı, muzır birer canavar hükmünde bildirir, وَالَّذِينَ كَفَرُۤوا اَوْلِيَۤاؤُهُمُ الطَّاغُوتُ يُخْرِجُونَهُمْ مِنَ النُّورِ اِلَى الظُّلُمَاتِ hükmüne mazhar eder. #ölüm #hayat #beyin #işbirliği hayat yolu köprü karanlık endişe üzüntü hüzün kaygı heyecan ümit korku iman
Eklenme Tarihi: April 18, 2025 at 07:35PM
Kaynak:https://www.youtube.com/watch?v=rerhKQDeMEI
Tags
Hayalhanem