Geçmişin Acı Yüklerinden Böyle Kurtul! -[Hastalar Risalesi 6]-Elemin Zevali Lezzettir| Mehmet Yıldız - Hayalhanem

Geçmişin Acı Yüklerinden Böyle Kurtul! -[Hastalar Risalesi 6]-Elemin Zevali Lezzettir| Mehmet Yıldız

Hastalık nasıl lezzete dönüşür? Hastalıkta mutlu olmanın ve lezzet almanın formülü... #hastalık #lezzet #geçmiş 00:00 Giriş 01:24 Dünya bize ahireti unutturuyor 01:38 Kaygı ve korku 05:09 Allah'ı tanıyorum ama korku ve kaygılarımdan kurtulamıyorum 07:16 Kaygı ve korkular bizi baskılıyor 10:46 Dünyanın lezzeti elimden gidiyor diye kaygılanan insan 14:42 Risale-i Nur bölümü 15:29 Elemin zevali lezzettir 24:47 Hastalık bir uyarıcıdır 28:08 Lezzetleri terk etmek 37:25 Dünyayı kalben terk etmek Hastalar Risalesi video serisi için tıklayın;; https://youtube.com/playlist?list=PLIbMQVUKxl0T6Lqiplzh6d-c1YckvJ1VD Hayırlara vesile olmak , daha fazla insanlara ulaşabilmek için "KATIL" butonu ile aşağıdaki linkten bize destek olabilirsiniz https://www.youtube.com/channel/UCaDpCyQiDfjLJ5jTmzZz7ZA/join Facebook ; https://ift.tt/c5yrfwz Twitter ; https://twitter.com/mehmedimyldz?lang=tr İnstagram ; https://ift.tt/8sTkdEN Bize Ulaşın: Yurtiçi ve yurtdışından iletişim için; +90 (530) 595 40 06 +90 (535) 870 90 24 hayalhanemmersin@gmail.com Risale-i Nur Bölümü: 26.Lema 6. deva yirmi altıncı lema altıncı lema Altıncı Deva Ey elemden teşekki eden hasta! Senden soruyorum, geçmiş ömrünü düşün ve o ömürde geçmiş lezzetli safa günleri ve bela ve elemli vakitlerini tahattur et. Herhalde ya oh ya âh diyeceksin. Yani, ya elhamdülillah şükür veyahut “vâ-hasretâ, vâ-esefâ” kalbin veya lisanın diyecek. Dikkat et, sana oh elhamdülillah şükür dediren, senin başından geçmiş elemler, musibetlerin düşünmesi, bir manevî lezzeti deşiyor ki senin kalbin şükreder. Çünkü elemin zevali, lezzettir. O elemler, o musibetler zevaliyle, ruhta bir lezzet irsiyet bırakmış ki düşünmekle deşilse ruhtan bir lezzet akıyor, şükürler takattur ediyor. Sana “vâ-esefâ, vâ-hasretâ” dedirten, eski zamanda geçirdiğin lezzetli ve safalı o hallerdir ki zevalleriyle, senin ruhunda daimî bir elem irsiyet bırakıp, ne vakit düşünsen o elem yine deşiliyor, esef ve hasret akıtıyor. Madem bir günlük gayr-ı meşru lezzet, bazen bir sene manevî elem çektiriyor. Ve muvakkat bir günlük hastalıkla gelen elem, çok günler manevî lezzet-i sevapla beraber, zevalindeki halâs ve kurtulmaktan gelen manevî lezzet vardır. Senin başındaki şimdilik bu muvakkat hastalığın neticesi ve içyüzündeki sevabı düşün “Bu da geçer yahu!” de, şekva yerinde şükret. Altıncı Deva (Hâşiye[2]) Ey dünya zevkini düşünüp hastalıktan ızdırap çeken kardeşim! Bu dünya eğer daimî olsa idi ve yolumuzda ölüm olmasaydı ve firak ve zevalin rüzgârları esmeseydi ve musibetli, fırtınalı istikbalde manevî kış mevsimleri olmasaydı; ben de seninle beraber senin haline acıyacaktım. Fakat madem dünya bir gün bize haydi dışarı diyecek, feryadımızdan kulağını kapayacak, o bizi dışarı kovmadan biz bu hastalıklar ikazatıyla şimdiden onun aşkından vazgeçmeliyiz. O bizi terk etmeden, kalben onu terke çalışmalıyız. Evet, hastalık bu manayı bize ihtar edip der ki: “Senin vücudun taştan, demirden değildir. Belki daima ayrılmaya müsait muhtelif maddelerden terkip edilmiştir. Gururu bırak, aczini anla, mâlikini tanı, vazifeni bil, dünyaya ne için geldiğini öğren!” kalbin kulağına gizli ihtar ediyor. Hem madem dünyanın zevki, lezzeti devam etmiyor. Hususan meşru olmazsa hem devamsız hem elemli hem günahlı oluyor. O zevki kaybettiğinden hastalık bahanesiyle ağlama; bilakis hastalıktaki manevî ibadet ve uhrevî sevap cihetini düşün, zevk almaya çalış.
Eklenme Tarihi: July 13, 2022 at 05:21PM
Kaynak:https://youtu.be/iQb55C99dCo

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski